Çalışma Saatleri: Salı-Çarşamba - 15:00 - 19:00, Cuma - 14:00 - 19:00
+90 (212) 241 45 45
        +90 (530) 661 93 92

Embryolojide Yapılan Uygulamalar

Embryolojide Yapılan Uygulamalar

Yumurta Toplama Sonrası

Toplanan yumurtalar olgunluk durumuna göre ele alınır. İyi bir yumurta geliştirme işlemini izleyerek toplanan yumurtalar, çoğunlukla olgun olduğu için bekletilmeden hemen işleme alınabileceği gibi eğer yumurta olgunluğu yetersizse olgunlaşması için inkübatörde bir süre bekletilebilir. Bu sırada yumurtası toplanan hastanın eşi de spermini verir. Sperm likefaksiyon (sıvılaşma) adlı işlemin gerçeklemesi için 37 oC sıcaklığındaki inkübatörde yaklaşık yarım saat kadar bekletilir. Daha sonra kaliteli sperm hücrelerini ayırma işlemi yapılır, bunun için yukarı yüzdürme, aşağı yüzdürme, dışa yüzdürme ve yoğunlukla ayırma yöntemleri kullanılabilinirse de son dönemde yapılan çalışmalarda yoğunlukla ayırma yöntemiyle elde edilen sperm hücrelerinin kalitesinin daha iyi olduğu görülmüş olup kliniğimizde de bu yöntem uygulanmaktadır.

Bu noktadan sonra fertilizasyon işleminin nasıl yapılacağına karar verilir. Bunun için yumurta sayı ve kalitesi, varsa daha önceki tüp bebek uygulamaları, sperm hücrelerinin sayısı ve kalitesi göz önüne alınarak yapılacak işleme karar verilir. Çoğu araştırma amaçlı farklı uygulamalar olmakla birlikte en sık kullanılan 2 yöntem söz konusudur. Bunlar: klasik IVF ve mikroenjeksiyon yöntemleri.

Klasik IVF: Bu yöntemde yumurtalar kendilerini saran kümülüs hücreleriyle birlikte fertilizasyon medyumuna alınır. 50.000-100.000 hareketli sperm hücresi/oosit/ml olacak şekilde bir hesapla oositin yanına kalitelileri seçilmiş sperm hücreleri eklenir ve uygun bir süre (4 saat-1 gece) inkübatörde bekletilir. Bu sürenin sonunda oositler uygun medyumla yıkanarak kalan sperm hücreleri ve üretmeleri olası zararlı kimyasallar (örneğin, reaktif oksijen türevleri) uzaklaştırılır. Arkasından oositi saran kümülüs hücreleri mekanik yolla uzaklaştırılırlar. Bundan sonra embriyon gelişmesi için fertilizasyon medyumuna alınarak inkübatöre kaldırılırlar.

Mikroenjeksiyon: Bu işlem kabaca sperm hücresini i) oositin içine (ICSI) ii) oositle onu saran kılıf (zona pellüsida) (SUZİ) arasına verilmesini tanımlasa da günümüzde ve hali hazırda laboratuvarlarımızda sperm hücresi doğrudan oositin içine verilmektedir. Bu işlemden sonra içine sperm hücresi verilmiş oosit uygun medyum içinde inkübatöre kaldırılır.

 

 

 

(A) Mikroenjeksiyon işlemi, (B) 1. gün (2 pronükleus),

(C) 2. gün (2 hücreli embriyon), (D) 3. gün (8 hücreli embriyon),

(E) 4. gün (kompaktlaşma), (F) 5. gün blastosist aşaması.

(Mikrograflar Ankara Etlik Doğumevi ve Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Yardımla Üreme Teknikleri ve Tüp Bebek Kliniği Laboratuvarlarında çekilmiş olup hastane yönetiminin izni ve onayı olmadan kullanılması ve dağıtılması yasaktır.)

İnkübatör: IVF laboratuvarında kullanılmakta olan inkübatörler CO2 kontrollü ve kontrolsüz olmak üzere ikiye ayrılır ve temel amacı hücrelerin uygun sıcaklıkta kalmasını sağlamaktır. Bunun yanında CO2 kontrollü inkübatörler hücrelerin içinde bulundukları medyumun pH (asit-baz düzeyi) ayarlanmasında CO2-bikarbonat tampon sistemini sağlayarak rol alırlar. Son yıllarda normal hava oksijeninin (% 21 oranında) embriyonlar üzerine toksik etki yaptığını öne süren çalışmaların yayınlanmasıyla CO2 yanında O2 kontrollü inkübatörler (O2 oranını % 5’e düşürür) de kullanıma girmiştir. Laboratuvarlarımızda bu tip inkübatörler kullanılmaktadır.

Embriyon gelişimi (Embriyon kültürü):

Fertilizasyon sonrası inkübatöre kaldırılan oositlerin kontrolü 16-20 saat sonra yapılır ve buna 1. gün kontrolü adı verilir. Burada fertilizasyon ölçütü olarak pronükleus adı verilen dişi ve erkek hücresi çekirdeklerinin varlığı kontrol edilir ve kalitesi değerlendirilir. Bunu izleyen 2-6. günler boyunca da günde bir kez olmak embriyon değerlendirilmeleri ve kalite kontrolleri yapılır. Hastanemizde uygulanan yöntem her gün hastalarla iletişime geçilerek (çoğunlukla telefonla) embriyon gelişimleri hakkında bilgi vererek hem hastanın merakını gidermeyi hem de hastaya gerekli bilgileri vermeyi sağlayacak şekildedir. Bu yaklaşımla her gün değerlendirmesi yapılan embriyonun transfer günü hastayla bir gün önce yapılan görüşmede haber verilerek ertesi gün uygun saatte gelmesi istenir ve gelirken neler yapması gerektiği kendisine söylenir.

Assisted Hatching (Embriyonun kılıfından çıkışını kolaylaştırma)

Yumurta hücresi zona pellucida (parlak halka, kabuk) adlı bir kılıfın içinde bulunmaktadır. Embriyon transferinden (embriyonun anne rahmine yerleştirilmesi işlemi) sonra embriyon bu kabuğun bir kenarında çıkarak rahmin iç yüzüne tutunmaktadır. Eğer bu kabuk kalın olursa bu işlemin gerçekleşmeme ve sonuçta gebelik olmama olasılığı vardır.

Kadın yaşının ileri (38 yaş ve üstü), embriyon dış zarının kalın, embriyon kalitesinin kötü, bazal FSH değerinin yüksek ve daha önceki tüp bebek denemelerinde başarısızlıkların yaşanmış olan olgularda; embriyonu çevreleyen kılıf inceltilerek ya da delinerek embriyonun transferden sonra bu kılıfın dışına kolay çıkması ve böylece annenin rahmine kolay tutunmasını sağlamayı amaçlayan bir işlemdir. Bu yöntemde embriyonları çevreleyen zar üzerinde delik açılmakta veya zar inceltilmektedir. İşlem kimyasal, mekanik veya lazer ile yapılabilmekte olup embriyon üzerine en az zararlı etkisi olan ve servisimizde de kullanılmakta olan yöntem lazer yöntemidir.

PGT (Preimplantasyon genetik tanı)

Gerek kısırlığın gerekse tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı ya da tekrarlayan gebelik kayıplarının en sık nedenleri arasında genetik bozukluklar gelmektedir. Bu gibi durumlarda ya da anne-babada genetik bir hastalık varsa gelişmekte olan embriyonlar 8 hücreli aşamadayken bunların bir hücresi alınıp genetik analiz yapılarak o embriyonun değerlendirilmesi yapılabilir. PGT işlemi sık görülen genetik hastalıkların saptanmasında kullanılması faydalı ancak pahalı bir yöntemdir. Öte yandan PGT sonrası normal gelen bir sonucun o embriyonun genetik olarak kesinlikle sağlıklı olduğunu göstermediği akılda tutulması gereken bir noktadır. Çünkü PGT de belli başlı hastalıklar için tarama yapılır ve ancak bu hastalıklar açısından o embriyonun sağlıklılığından bahsedilebilinir.

Embriyon Dondurulması

Genellikle 35 yaş altında, ilk uygulamada, en fazla 3 adet embriyon transfer edilmektedir. Eğer transfer edilenlerden başka elde kaliteli embriyonlar kalmışsa bunlar gereğinde daha sonra kullanılmak üzere dondurularak saklanabilir. Bu yöntem hem ekonomik hem de psikolojik olarak yararlıdır. Dondurulan embriyonların çözülerek transfer edilmesinde sadece rahim iç duvarını transfer için hazırlamak gerektiğinden en az düzeyde ilaç kullanımı ve takiple transfer gerçekleşebilmektedir. Embriyon dondurma ve çözme işlemi, embriyonların kimyasal maddeler (kriyoprotektan) ile dengelendikten sonra kontrollü olarak soğutulması ve –196 °C’de sıvı nitrojen içinde depolanması, çözüldükten sonra da kriyoprotektan ortamından uzaklaştırılarak özel kültür ortamına alınması esasına dayanır. Dondurma çözme sikluslarında başarı şansı yaklaşık %20-25 civarındadır. Bunu etkileyen en önemli faktör iyi bir dondurma çözme yöntemi kullanımının yanı sıra, embriyonların kalitesidir. Çiftlerden izin belgesi alınarak dondurulan embriyonlar, Türkiye’de Sağlık Bakanlığı tarafınca hazırlanan ve yürürlüğe giren bir yasa ile 5 yıl boyunca sıvı nitrojen içerisinde saklanabilmektedir. Ayrıca, erkeklerde üreme organı ya da diğer organ tümörlerinde uygulanacak tedavinin sperm yapımını etkileyebilecek olması, TESE sonrası sperm eldesi durumlarında da dondurularak sperm hücreleri saklanabilmektedir.

Embriyon Transferi (ET)

Embriyonların rahim içerisine yerleştirilmesi işlemi embriyon transferidir. Embriyon transferi tüp bebek tedavisinin son basamağıdır. Embriyonlar rahime sıklıkla yumurta toplanması işleminden sonraki en uygun günde (2-5. günler) yerleştirilir. Transfer işlemi esnasında laboratuvarda elde edilen embriyonlardan hasta ve embriyon durumunun değerlendirmesi sonrası 1, 2 ya da 3 tanesi steril koşullarda karından yapılan ultrasonografi eşliğinde jinekolojik muayene pozisyonunda özel bir kataterle rahim içerisine yerleştirilir. Embriyon transferi yapılacak hastanın idrara sıkışık olması mutlaka gereklidir. ET işlemi ağrılı bir işlem değildir ve anestezi gerektirmez. İşlem sonrasında hasta dinlenme odasına alınır, verilen embriyonların sayısı, kalitesi, kullanacağı ilaçlar konusunda bilgilendirilir. Embriyon transferini takiben normal aktivitelere dönmekle, dinlenmek arasında gebe kalma açısından fark bulunamamıştır. Ancak işlem sonrası 3-4 gün hastaya ağır işler yapmaması önerilir.

Embriyon transferini takiben gebeliği desteklemek için hastaya enjeksiyon (hCG) ya da vajinal yoldan kullanılan hormon ilaçları (progesteron) verilir. Hasta kanda gebelik testi (beta HCG) için 12.günde hastaneye çağrılır. Testi pozitif olanlarda iki gün sonra kan testi tekrarlanır. Gebelik oluştuysa bu ilaçlar 10. haftaya kadar kullanılır. Gebelik oluşmamışsa tedavi kesilir.

Sık sorulan sorular:

Embriyon yapıştırıcısı nedir? Faydası var mıdır?

Embriyon yapıştırıcısı olarak sunulmakta olan ürün içerdiği hyalüronan adlı madde aracılığıyla embriyonun anne rahiminin iç duvarına tutunmasını kolaylaştıran bir ürün olarak piyasaya sürülmüştür. Öte yandan burada bir yapıştırma olayı söz konusu olmayıp sadece hücreler arası bağlantı birimlerinde görev alan bir maddenin fazla miktarda verilmesi söz konusudur. Bu konuyla ilgili ürünün faydalı olduğu doğrultusunda çalışma sonuçları varsa da yeterli bilimsel çalışma sonuçlarına henüz ulaşılamamıştır.

 

Online Randevu

Randevu almak için lütfen iletişime geçiniz.